O hayatını
fakirlere adamış bir insandi…
Onun oyun
tarzını en iyi nitelendiren kelime ‘zarif’ kelimesiydi…
O
futbolcuyken tıpta doktora sahibi olmuş dehaydı…
O asistleri
ve topuk paslarıyla parlayan bir
yıdızdı …
O 80’li yıllarda Corinthians’a demokrasiyi getiren oyuncuydu. Onun sayesinde kulübün alacağı her kararda başkanından malzemecisine kadar herkesin oy hakkı vardı…
Onun
sayesinde antrenman saatleri, yapılacak transferler, oyuncuların ücretleri gibi
konularda kulübün her çalışanı oy kullandi, demokratik kararlar alındı…
O getirdiği
“Corinthians demokrasisiyle” 1982 ve 1983 yıllarında kulübünü şampyon yaparak
dünyada yankı uyandırdı…
Onun
sayesinde Corinthians’lı bazı taraftarlar formaların arkasına “Democracia” yazdırdı…
O ilk başta
kulübün yönetilme sistemini değiştirdi, sonra ülkesinin sportif konularda alacağı
kararlarda söz sahibi oldu. 1985’de Brezilyanın diktatör rejiminin son
bulmasında aktif rol oynadı…
O ‘kazanmak
veya kaybetmek, ama hep demokrasi ile’ pankartıyla Brezilya Kupası finaline çıktı…
O futbol kültürünün sembolüydü...
O futbol kültürünün sembolüydü...
O Brezilya tarihinin en iyi milli takımlarından birinde kaptanlık yaptı, o efsane bir 10 numaraydı, o bir şairdi, o bir yazardı, o diktatörlüklerin bile korktuğu bir eylemciydi, o Doktor Socrates’ti…